Deniz savaşlarında efsanevi kahramanlıklar göstermiş bir Türk kaptanı ve veziridir.
Cezayirli Hasan Paşa 1710 yılında Gelibolu’da doğdu. Uzun süre Cezayir’de yaşadığı ve “Cezayir Dayısı” unvanını kazandığı için ona Cezayirli derler. Çocukluğunda ve gençliğinde ele avuca sığmayan yaramazlıkları ve kabadayılıklarıyla herkesi yıldıran bir gençti.
Hasan tüccar Hasan Ağa’nın ticaret gemileriyle dolaşarak denizciliğe alıştı. Sonra yeniçeriliğe girdi. Belgrat seferine karıştı. Morava ve Hisarcık savaşlarında cesaretiyle büyük bir ün kazandı. Savaş dönüşünde yeniden denizciliğe başladı.
Bir Cezayir gemisinde iken düşman gemilerinden birine rampa etmişlerdi. Hasan’ın düşman gemisine atladığı bir sırada kendi gemisi dalgaların etkisiyle ayrıldı. Hasan düşman gemisinde kılıçlı ve hançerli düşmanlarla çevrili kalmıştı. Hasan tek başına on beş kadar tayfayı yere serdi ve diğerlerini de ambara hapsetti. Gemisi yeniden rampa ettiği zaman onun bu gemiyi almış olduğunu gördüler. Gemiyi ona verdiler. Onu “Dayılar” arasına yükselttiler. Şöhreti büsbütün arttı. Cezayir Paşası onu kıskanmaya başlayınca hayatını tehlikede gören Hasan İspanya’ya kaçtı. Kralın yardımıyla İstanbul’a geldi. İstanbul’da kaptanlar arasına alındı.
1770’te Çeşme deniz savaşlarında Ruslara yenildiğimiz zaman yanan gemisini Rus amiralinin gemisine yanaştırarak iki Rus gemisini yaktı. Yaralı olarak kılıç ağzında denize atladı ve yüzerek sahile çıktı. Bu sıralarda altmış yaşlarında vardı. Bu yenilgi onu çok etkiledi. Ruslardan intikam almak için yeni bir girişimle Limni adasındaki Ruslara hücum etti ve onları yenerek adayı onların elinden kurtardı.
Bu kahramanlığı ona yeni ve büyük bir şöhret getirdi. Paşalığa yükseltildi. Kendisine altın çelenkle Gazi unvanı verildi. Az bir zaman sonra da Kaptanı Derya (Amiral) oldu.
80 yaşında Şumnu’da ölen Gazi Hasan Paşa denizde ve karada kahraman bir Türk aslanıydı.